Pazar, Eylül 24, 2006

Num Num / Kanyon Levent

İşte Kanyonun popüler yemekçisi ...ben söylüyorum ama sanırım öyle de, her gittiğimde dolu görüyorum.

Bugün karamsar günümdeyim, her gittiğimiz yerdeki menüye bakıp çıkıyoruz. Neyse bir kaç yerden sonra camdan görünen sunumlara kanarak "Num Num" a oturuyoruz. Burası Kanyon alışveriş merkezinin üst katı.
PS. Kanyon detaylı bilgi için bir önceki yazımı okuyunuz.

Kapıda sizi nazik bir bayan teşrifatçı karşılıyor ve pek seçeneğiniz olmasa da (doluluktan)istediğiniz bir masaya oturtuyor. Sonra yine kibar bir garson kitap kalınlığında bir mönü getiriyor. Kalınlığa çokta aldanmayın çeşit çok ama sayfalar daha kalın (domuz etli olanların sevimli bir resimle belirtilmesi iyi düşünce). Yinede mönüdeki karga logosunu çok beğeniyor hatta biraz da onun makarnaya dolanmış haliyle dalga geçerken garsona yakalanıyoruz. Utana sıkıla "eehe çok sevimli olmuş" derken siparişlerimizi veriyoruz. "Didiklenmiş" etli pizza (aslında böyle yazmıyor tabi ama eti güzel parçalamışlar)ile "Ranchero" burger. "Ranchero" nun özelliği "meksika" burgeri olarak bilinmesi yani bolca meksika biberi "jalepeno" içeriyor.

İşte camdan hayran olduğumuz sunumlar bu kalabalıklığa rağmen kısa süre içinde geliyor. Burger sepet içinde yanında bolca patates kızartması ve sosları ile gelirken. Pizza ise dikdörtgen şekline ve tam italyan pizzası inceliğinde hatta biraz incelikten kenarları kurumuş. Garson hemen acılı zeytin yağı getiriyor ve pizzanın üstüne bir güzel gezdirtiyorum. Açıkçası ben biraz yağlı severim hatta zeytinyağı hayranıyım diyebilirim. Ne yapayım hem sağlıklı hemde güzel bir zeytinyağ ile karışmış yemeğin tadına doyum olmaz. Buna rağmen bu değişik pizzanın lezzeti fena değil yalnız soğanla ve sarımsaklada aranızın iyi olması şartı ile... "ranchero" ise beklediğimden iyi itiraf edeyim normalde sevmem hatta ben olsam "meksika" burgeri yemem (fajita ve nacholar varken - tabi burada yok). Ama sepette başarısız olan kızarmaktan kurumuş patates.

Aslında bu sunumlar güzelde esas ilgimizi çeken yan masadaki büyük cips. Sorduğumuzda bunun aslında cips şeklinde ekmek olduğunu öğrenince daha da şaşırdık. Bu kocaman parça cipsleri soslarla yiyebiliyorsunuz (orjinal fikir). Kalabalıklığı kadar yemeklerini başarılı bulmasakta belki seçimimizden kaynaklanmış olabilecek "Num Num" ın güzel ortamından ayrılırken içecekler dahil kişibaşı 20-25 ytl bırakıyorsunuz.

Lezzetle kalın,

Wagamama / Kanyon Levent

Noodle ı özlemişim ...

Canımız noodle isteyince Dünyanın iyi noodle zincirlerinden birinin Kanyon şubesine gidelim dedik. Bu arada "noodle" ın bir çeşit uzakdoğu makarnası olduğunu söylemişmiydim :)

Kanyon alışveriş merkezini İstanbul'da duymayan pek kalmamıştır ama dışarıdan gelebilecekler için söylemek gerekirse, Levent'e geliniz ve cadde üzerinde devasa iş kuleleri ile birlikte Türkiye'nin ilk ve tek tepesi açık alışveriş merkezini görünüz. Burada bir çok ünlü markanın ilk şubelerinide görebilceksiniz.

İşte "Wagamama" hemen yaya girişinin solunda dış mekandan iç mekana kadar uzanıyor. Atmosferi yurtdışında bir lokantaya girdiğinizi hissettiriyor. Sizi teşrifatçı karşılayıp boşluk durumuna göre uygun gördüğünüz bir masaya alıyor. Masalar uzun sıralar şeklinde Türkiye'de alışık olmadığımız güzel bir düzen oluşturuyor ama kahverengi renkleri ve sert ahşapın rahatsızlığıyla bir fast food da olduğunuzu hemen hissettiriyor.

Sonra yine yurtdışından alışık olduğum tip "cosy" samimi yaklaşım eğitimi almış bir garson yaklaşıyor ve içtenlikle menulerden seçimimize yardımcı oluyor. Yönlendirmeler çok hoş.
"et mi tavuk mu?"
"acılı, acısız?"
"kalın noodle, ince noodle"
"baharatlı, az baharatlı" gibi uzayıp gidiyor :)
Biz pilav ve makarnadan oluşan bir tercih yapıyoruz. Makarnada sebzeli en kalın, pilav ise japon usulü, köri tavuklu.

Fazla bekletmeden getiriyorlar. Chop-stick denilen çin yemek çubuklarına alışık değilseniz isteyene çatal bıçakta veriyorlar ama ben keyfini çubuklarla aldığım için böyle devam ediyorum. Zencefil sevmeyenlere (benim gibi) noodle biraz zor ancak Newyork çin mahallesinden bu yana bu kalınlıkta lezzetli pişmiş bir noodle yememiştim özlemişim. Bu tip genelde singapurda tercih ediliyor ama buradada bulmak güzel oldu. Pilav çok sade ancak bol bol körili tavuk çok iyi pişmiş ve pilavın sadeliğini dengeliyor. Genel anlamda herkese hitap edecek tatlar değil ama uzak doğu tatlarından hoşlananlar için iyi bir alternatif "Wagamama". Fiyatlar ise böyle bir yemek ve içecek için kişi başı 15-20 ytl arasında olacaktır.

İleride zaman buldukça yöresel ve yurtdışı lokantalardan da bahsedeceğim. Daha sonraki planım ise yeni gideceğim yerleri sizlere resimleri ile ulaştırmak.

Lezzetle kalın,

Salı, Eylül 19, 2006

Kıyı / Sapanca


Otoban kenarında gizli bir cennet ...

Aslında Sapanca'nın gizli bir yönü kalmadı hatta benim ikinci kez gitmemme rağmen kalabalığın konuşmalarından müdavimleri olduğunu duydum. Nasıl olmaz ...

İstanbul yönüne veya yönünden Sapanca Arifiye çıkışından çıkıyorsunuz (ist 100 km). Gişelerden sonra göbekten sola dönüyorsunuz (burası önemli). Aslında Sapancanın merkezine değilde ters tarafa gidiyorsunuz ama esas güzel kısımda hayran olunacak kısımda burası. Yaklaşık 1 km sonraki ışıklardan sağa giripte ara sokakları gezince (daha sonra resimlerinide yayınlayacağım), kendimi Washingtonun dış lüks mahallerinde hayranlıkla izlediğim ev ve sokakları gezerken buldum. Hem yeşilli ve düzgün yollar, hemde son derece doğayla bütünleşik evler. İnanın gözü hiç yormuyor. Hatta bir daha bir daha bakmak istiyorsunuz.



Sonra çevrede tavsiye edilen restorantlara bakıyoruz. İç kesimde de Heinz, atlı köşk vb göze hoş gelenler var ama biz girdiğim yolu dümdüz inip köprü ve tren raylarından geçerek kıyıya geliyoruz ordan da sola dönünce 1 km ileride "Kıyı" Kafe ye geliyoruz.

İlk geldiğimde çok güneşli olduğu için yine iskelede güneşlenebilirim diye düşündüm ama bu sefer öyle bir rüzgar vardı ki (hala hastayım)... neyse kapalı yerleride var ama biz açıkta kuytu bir yerde konuşlandık ve doyumsuz puslu göl manzarası eşliğinde menüye bakmaya başladık. Birde yağmur bastırsa tadından yenmezdi!!



Menü çok geniş değil ancak sigara böreği, salata, patates kızartma (aslında yanında birde bira olacaktı ama alkol servisleri yok) ve tostları başarılı ama en orjinali bence biraz yağlı yiyebilenler için tereyağında-kiremitte peynir eritme birde o yanık tatlı köy ekmeleri banınca off yine canım çekti...

Fiyatlar gayet makul, sadece yoğunlukta garsonu yakalamak biraz zor oluyor o yüzden çayları çifter çifter söyledik. Garsonlar iyi niyetli ama çok genç ve harçlık çıkarma niyetinde oldukları için profesyonellik beklemeyin. Ufak aksaklıklarına rağmen "Kıyı" Kafe zamanınız varsa hem gölün kıyısında hem de yeşilin içinde aynı anda olabilmek için iyi bir seçim. Karın doyurmak için derseniz o zaman yeni Sapanca gezilerimi takip edin.

Lezzetle kalın

Pazartesi, Eylül 18, 2006

Leonardo / Polonezköy

Bu ne güzel yeşil böyle ...

Bu haftasonu arkadaşlarımızla birlikte brunch için Polonezköy'e gidelim dedik. İstanbul'a yeni taşındık ya gezelim görelim faaliyetlerini yeni yerler ile devam ettirmemiz gerek. Bu aşamada yeni yer aldığımız tavsiyeler ile "Polonezköy".

İstanbul'dan kavacık beykoz yolunu tutuyorsunuz, Acarkente gidermiş gibi devam ederseniz Polonezköy tabelaları başlıyor. Haftasonu olduğu için biraz trafikle beraber Acarkentten sonra 15-20 dk da ulaşıyorsunuz.

Köye girerken bir çok restaurant ve cafe tarzı yer görüyorsunuz ama biz en popüler diye duyduğumuz için tam merkezdeki "Leonardoya" gidiyoruz. Kibarca bir kahya arabımızı açık garaj kapısında alıp bize bir numara veriyor. Sonra çok geniş bir çim ve ağaçlık alana yayılmış restauranta giriyoruz. 12 gibi geldik ama sanki yeni doluyormuş gibi akın akın insanlar geliyor. Bu kadar geniş alana rağmen hızla dolan restaurantta sakin bir haftasonu için çocuk parkından uzak açık büfeye yakın konumlu bir masa seçiyoruz.

Oturduğumuzda fiyatları soruyoruz, adam başı 45 ytl lik açık büfe fiyatı biraz şaşırtıyor "demek ki herkesin gelmesini istemiyorlar" diyorum. Ama esas sürprizi çay vb içeceklerinde fiyata dahil olmadığını görünce yaşıyoruz. Tamam ortam ve müzik güzel ama...

Motivasyonumuzu yüksek tutarak "bir bildikleri vardır" diyoruz. Büfeyi gözden geçirince içimiz biraz rahatlıyor galiba verdiğimiz karşılığa değecek diyoruz. Çünkü çok geniş bir seçenek sunuyorlar. Çeşitli (ithal) peynirlerden-etlere, sıcak yemek çeşitlerinden-istediğiniz omleti yaptırabilmeye, kurvasanlardan-simitlere, soğuk mezelerden-çeşitli yeşilliklere, tatlılardan-dondurmaya kadar sunuyorlar. Bunun yanında 12:30 dan sonra ızgarada et ve balıkta devreye giriyor.

Tabi böyle yerlerde çeşit genelde bol olur ama çeşit çoğaldıkça beni korkutan lezzetin azalmasıdır. Ama ne yalan söyliyeyim bu kadar çeşidi çok az yerde görmeme rağmen lezzetleride çeşitleri kadar iddialı diyebilirim. Birde değişik tatlar arayanlara hiç yemedikleri meyve ve etlerle yapılmış tuzlu ve tatlı karışımları görsel bir sanat eşliğinde sunabiliyorlar.

Uzunca bir zaman geçirip keyifli bir sohbetin üzerine en zor gelen şey ise hesapta (hani çayı biliyordukta) suyuda ücrete dahil etmiş olduklarını görmekti. Üstelik çay parasıda 40 ytl idi. 4 kişi 30 bardak içtik mi zannetmem ama kibar garsonumuzun hatırına bu atmosferi bozmayalım istedik. Ama unutmayın adam başı haftasonu keyfi 60 ytl yi buluyor.

Sevgili Leonardocular ben orada olmaktan keyif aldım ama sizin gibi nezih bir kuruluş en azından çay ve su gibi içecekleri hesaba dahil etmeli birde sıkma portakal suyu listede olmalı. Nedersiniz daha güzel olmaz mıydı?

Haftaya nerede olacağız bakalım

Lezzetle kalın

Gezelim, görelim ve tadalım

Merhabalar,

"Çok gezen mi bilir yoksa çok okuyan mı?" diye klasik bir yaklaşım belki bir çok şeye uyacak ve cevabını verirken zorlanacağız. Ancak söz konusu lezzet olunca herhalde bunun cevabını ancak oradayken verebilirsiniz.

Öyleyse gelin ben sizi öyle bir lezzet yolculuğuna çıkarayım ki bu satırlarda hayalinizdeki yerleri bulmaya çalışalım. Oraya gittiğinizde "iyi ki sizi okumuşum" diyesiniz.

Bu arada ben kimimde lezzet hakkında beni takip edesiniz!!!
Sanırım Tolga Eryoldaş için "bir lezzet arayıcısı-düşkünü" diyebilirsiniz. Gittiği 19 ülkede ve Türkiye'nin 70 ilinde hep yerel lezzetleri, yerel lokantaları aradı. Yabancı ülkelerde meşhur zincir ve lokantalarıda es geçmedi tabi ama esas ününü arkadaşlarının gittikleri yer için ondan tavsiye almadan yer seçmemesiyle yaptı. Eğer özel bir gününüz ve özel bir tat arıyorsanız sanırım uygun damak tadını bulacaksınız.

Afiyet olsun,