Pazartesi, Eylül 18, 2006

Leonardo / Polonezköy

Bu ne güzel yeşil böyle ...

Bu haftasonu arkadaşlarımızla birlikte brunch için Polonezköy'e gidelim dedik. İstanbul'a yeni taşındık ya gezelim görelim faaliyetlerini yeni yerler ile devam ettirmemiz gerek. Bu aşamada yeni yer aldığımız tavsiyeler ile "Polonezköy".

İstanbul'dan kavacık beykoz yolunu tutuyorsunuz, Acarkente gidermiş gibi devam ederseniz Polonezköy tabelaları başlıyor. Haftasonu olduğu için biraz trafikle beraber Acarkentten sonra 15-20 dk da ulaşıyorsunuz.

Köye girerken bir çok restaurant ve cafe tarzı yer görüyorsunuz ama biz en popüler diye duyduğumuz için tam merkezdeki "Leonardoya" gidiyoruz. Kibarca bir kahya arabımızı açık garaj kapısında alıp bize bir numara veriyor. Sonra çok geniş bir çim ve ağaçlık alana yayılmış restauranta giriyoruz. 12 gibi geldik ama sanki yeni doluyormuş gibi akın akın insanlar geliyor. Bu kadar geniş alana rağmen hızla dolan restaurantta sakin bir haftasonu için çocuk parkından uzak açık büfeye yakın konumlu bir masa seçiyoruz.

Oturduğumuzda fiyatları soruyoruz, adam başı 45 ytl lik açık büfe fiyatı biraz şaşırtıyor "demek ki herkesin gelmesini istemiyorlar" diyorum. Ama esas sürprizi çay vb içeceklerinde fiyata dahil olmadığını görünce yaşıyoruz. Tamam ortam ve müzik güzel ama...

Motivasyonumuzu yüksek tutarak "bir bildikleri vardır" diyoruz. Büfeyi gözden geçirince içimiz biraz rahatlıyor galiba verdiğimiz karşılığa değecek diyoruz. Çünkü çok geniş bir seçenek sunuyorlar. Çeşitli (ithal) peynirlerden-etlere, sıcak yemek çeşitlerinden-istediğiniz omleti yaptırabilmeye, kurvasanlardan-simitlere, soğuk mezelerden-çeşitli yeşilliklere, tatlılardan-dondurmaya kadar sunuyorlar. Bunun yanında 12:30 dan sonra ızgarada et ve balıkta devreye giriyor.

Tabi böyle yerlerde çeşit genelde bol olur ama çeşit çoğaldıkça beni korkutan lezzetin azalmasıdır. Ama ne yalan söyliyeyim bu kadar çeşidi çok az yerde görmeme rağmen lezzetleride çeşitleri kadar iddialı diyebilirim. Birde değişik tatlar arayanlara hiç yemedikleri meyve ve etlerle yapılmış tuzlu ve tatlı karışımları görsel bir sanat eşliğinde sunabiliyorlar.

Uzunca bir zaman geçirip keyifli bir sohbetin üzerine en zor gelen şey ise hesapta (hani çayı biliyordukta) suyuda ücrete dahil etmiş olduklarını görmekti. Üstelik çay parasıda 40 ytl idi. 4 kişi 30 bardak içtik mi zannetmem ama kibar garsonumuzun hatırına bu atmosferi bozmayalım istedik. Ama unutmayın adam başı haftasonu keyfi 60 ytl yi buluyor.

Sevgili Leonardocular ben orada olmaktan keyif aldım ama sizin gibi nezih bir kuruluş en azından çay ve su gibi içecekleri hesaba dahil etmeli birde sıkma portakal suyu listede olmalı. Nedersiniz daha güzel olmaz mıydı?

Haftaya nerede olacağız bakalım

Lezzetle kalın

Hiç yorum yok: