Çarşamba, Ekim 02, 2013

Varşova da lezzet peşinde

Küçük Gurmebus ımız (Peggy) da buradaydı :)

Sorduk soruşturduk burada Polish geleneksel yemeği "Pierogi" yenirmiş. Peki neredeyi ise aşağıda ki sevimli menünün kapağındaki "Zapiecek" olarak aldık. 

Zapiecek tam bir lokal hava veriyor. İçerdeki herşey otantik. Duvarlardaki tasarımlar, masalardaki annemizin peçeteliği, tuz-biberlik, menünün kendisi, Kızların giysileri, kızlar (yanlız bu soğukta nasıl mini eteklerle dolaşıyorlar anlamadım, gerçi şikayetimiz yok tabi onları düşündüğümden sordum), tabaklar, sunumlar vb hepsine bayıldım. Adamlar öyle beğenilmiş ki bu konsepti üstelik zincir yapmışlar. İnanamadım :)


İşte karşınızda Pierogi, Türk; "Yahu bu bizim bildiğimiz mantı" , İtalyan ; "Yahu bu bizim bildiğimiz tortellini", Çinli ; "Yahu bu bizim bildiğimiz buharda pişmiş dumpling" diyebilir tabi. Ama bu Polonyalı Pierogi emin olun denedim :)
Menü ağırlıklı bunun üzerine kurulmuş, içi peynirli, etli, sebzeli veya karışık olduğu gibi üzerine sourcream, domuz parçaları veya yeşillikler alabiliyorsunuz. Hatta bunun kızarmışlarını yapmışlar (aşağıda resimi var tabi) Bitti mi zannettiniz ha ha sıkı durun bunun tatlısını bile yapmışlar üzerine de böğürtlen reçeli koyuyorlar. Üstelik potasyum, kalsiyum ve C vitamini açısından zengin ve kalp ritmini düzenler diyor. Hadi canım demeyin, valla menüde yazıyor. Bu kadar hamurdan mide fesatı geçireceğim ama doktorlar kalbimin ritmine bayılacak. Bizde bir laf vardır "buldular ... çıkardılar" diye Tabi benim için sakıncası yok kalbim iyi çalışacak nasıl olsa :)
Bu da orijinal, kendisini kızarmış patates püresi üzerine mantar soslu "Great Patato Pancake" olarak tanıttı. Yummy


Hepsi güzel ama işte buna bayıldım içi mantarlı, beşamel soslu bildiğimiz krep bu ama Varşova da yediğimden midir! yoksa restoranın en güzel kızı getirdiğinden midir! (Elifte çok beğendi o yüzden yazabilirim) bilinmez ama bu bizim kreplerden farklı geldi. İlk sunumun etkisi var, sıcak bir güveç içinde leziz bir beşamel ile sunmaları akıllıca olmuş. Krep hamuru hafif şekerli ama peynirle son derece uyumlu. Krep in kalınlığı, lezzeti ve kıvamı ise yediğim en iyilerinden. Tüm ürünlerin fiyatları 20 zl (polonya parası) yani 17-18 TL gibi diyebiliriz. Ülke Avrupa geneline kıyasla ucuz sayılabilir. Ancak bir çok yerde okuduğumun aksine Euro vb her yerde geçmiyor. O yüzden paranızı havaalanında yerel para birimine çevirin veya KK ile ödeyiniz.

İşte buda Pierogi nin kızarmışı. Hangisini tercih edersin derseniz? Yok demezsiniz sanırım :) modunuza göre seçin derim ikisi de lezzetli yeter ki içinde kıyma olan olmasın bizim bildiğimiz kıymadan değil ...hoşlanmadım, cheese is better OK

Son olarak tatlısız bitmez dedik (yuh hala mı yiyorsunuz diyenleri duymuyorum ki) ve tabi herkesin bunu yediğini görünce de karar vermiş olabilirz :) güzel bir latte yanına elmalı kek mizi sipariş ettik, üzerine de ne istersiniz seçeneklerinden "vanilya sosu" nu istedik. Üzerin demi demiştim! Tabi Polonyalıların anlayışı farklı olabilir! Vanilya sosu içinde gelen kekimizi afiyetle yedik. Sos sıcak ve çok lezzetli ama keki biraz yumuşatmış bu benim gibi çıtır hamur sevenleri biraz bozabilir... 
Bu kadar şeyi ne zaman ve nasıl yedik bilmiyorum ama otele 45 dk yürümeseydik şimdi bu yazıyı yazamayacaktım ve sizde bunu yemek için "Old town" a gitmeniz gerektiğini bilmeyecektiniz. Aslında bir çok yerde şubeleri var ama en güzeli bu şubeymiş :)

Lezzetle kalın

Cumartesi, Eylül 28, 2013

Yann ve Messi


İstanbul’un pasta ve çikolata cenneti Gazebo Lounge, Çırağan Palace Kempinski’nin ödüllü Pastane Şefi ve Çikolata Üstadı William McCarrick’in danışmanlığında konuk pasta ve tatlı şeflerini ağırlamaya devam ediyor. Yann Duytsche’nin efsane tatlılarını denemek için elbette oradaydım.

(Solda Yann ve William)

Bu bana özel değil veya az sayıda değiliz. Hatta büyük olasılıkla dünyada en çok takipçisi olan futbolcu Messi’dir.

Çok daha renkli bir tarzı olan Ronaldo ile kıyasladığımızda, Messi hem rekorları ile hem de büyük başarılarına rağmen mütevazı, sevimli ve disiplinli yapısını bozmaması ile sempati toplar. Magazin bakışıyla çok havalı isimler sayfalara taşınsa da, gönüllerde yatan başarılarına rağmen mütevazı kalmayı becerebilenlerdir. Aynı Messi ve Yann’ın yaptığı gibi… Messi, belki de boşuna Yann’ın dükkanında yemiyor ve ona Messi’nin pastacısı denmiyor. Bazı özellikler birbirini çekiyor sanırım.

İşine hakim olduğu kadar çevresine yaydığı enerjiyle de öne çıkan Çırağan’dan Çiler Hanım, bizi, dünyanın en önemli pastacılarından birinin sunumu için davet ettiğinde heyecanlanmıştım. Yann hakkında yazılanları ve onun 15 yaşından beri bu işe verdiği emeği okuyunca, doğrusu merakım daha da arttı. Yann ve şu anda Çırağan’ın pasta şefi olarak görev yapan eski dostu William ile tanışıp sohbet etmek, onları yakından tanımamı ve kişilik özelliklerinin yaptıkları işe nasıl da yansıdığını görmemi sağladı.
(Patlıcanlı ve elma soslu)
Messi gibi, Yann gibi, William gibi olmak lazım. Yani, tüm rakipleri çalımlıyorken, sanki bunu yapmıyormuş gibi olmak; en zor tatları harmanlarken, sadece bardağa su koyarmış gibi davranmak ve bütün bunların üstüne sanki çok kolay bir şey yapıyormuşçasına mütevazı olmak… Sadece iltifatlara teşekkür etmeyi başarabilmek…
(Club Sandviç in böylesi)
Yann’ın, Türkiye’de olduğu için özellikle patlıcan kullanarak yaptığı ve yanında domates ve fesleğen sos ekleyerek hazırladığı tartinler, sıra dışı ve ilgi çekiciydi. Sunum son derece özenli ve detaylı bir şekilde yapıldı. Öyle ki, sunum için kullanılan çok küçük malzemelerin yerleştirmesi epey vakit aldı. Bu kadar emeğin bir lokmada bitecek bir tatlı için harcanması, yapılan işe duyulan sevginin bir göstergesi idi. Tatlar konusuna gelince, farklı dünyalara gitmek güzeldi. Özellikle minik bardaklar içinde sunulan üç farklı lezzet, tat dengeleri ve hafiflik anlamında benim favorilerim oldu.
(Domatesler yanında)
Çırağan Kempinski ekibinin keyifli sohbeti, son derece profesyonel organizasyonu ve katılımcıların katkısı ile güzel bir tadım etkinliğinden yüzümüzde gülümsemelerle; arkamızda da son derece mütevazı anılar bırakarak ayrıldık.

Lezzetle Kalın