Cumartesi, Eylül 28, 2013

Yann ve Messi


İstanbul’un pasta ve çikolata cenneti Gazebo Lounge, Çırağan Palace Kempinski’nin ödüllü Pastane Şefi ve Çikolata Üstadı William McCarrick’in danışmanlığında konuk pasta ve tatlı şeflerini ağırlamaya devam ediyor. Yann Duytsche’nin efsane tatlılarını denemek için elbette oradaydım.

(Solda Yann ve William)

Bu bana özel değil veya az sayıda değiliz. Hatta büyük olasılıkla dünyada en çok takipçisi olan futbolcu Messi’dir.

Çok daha renkli bir tarzı olan Ronaldo ile kıyasladığımızda, Messi hem rekorları ile hem de büyük başarılarına rağmen mütevazı, sevimli ve disiplinli yapısını bozmaması ile sempati toplar. Magazin bakışıyla çok havalı isimler sayfalara taşınsa da, gönüllerde yatan başarılarına rağmen mütevazı kalmayı becerebilenlerdir. Aynı Messi ve Yann’ın yaptığı gibi… Messi, belki de boşuna Yann’ın dükkanında yemiyor ve ona Messi’nin pastacısı denmiyor. Bazı özellikler birbirini çekiyor sanırım.

İşine hakim olduğu kadar çevresine yaydığı enerjiyle de öne çıkan Çırağan’dan Çiler Hanım, bizi, dünyanın en önemli pastacılarından birinin sunumu için davet ettiğinde heyecanlanmıştım. Yann hakkında yazılanları ve onun 15 yaşından beri bu işe verdiği emeği okuyunca, doğrusu merakım daha da arttı. Yann ve şu anda Çırağan’ın pasta şefi olarak görev yapan eski dostu William ile tanışıp sohbet etmek, onları yakından tanımamı ve kişilik özelliklerinin yaptıkları işe nasıl da yansıdığını görmemi sağladı.
(Patlıcanlı ve elma soslu)
Messi gibi, Yann gibi, William gibi olmak lazım. Yani, tüm rakipleri çalımlıyorken, sanki bunu yapmıyormuş gibi olmak; en zor tatları harmanlarken, sadece bardağa su koyarmış gibi davranmak ve bütün bunların üstüne sanki çok kolay bir şey yapıyormuşçasına mütevazı olmak… Sadece iltifatlara teşekkür etmeyi başarabilmek…
(Club Sandviç in böylesi)
Yann’ın, Türkiye’de olduğu için özellikle patlıcan kullanarak yaptığı ve yanında domates ve fesleğen sos ekleyerek hazırladığı tartinler, sıra dışı ve ilgi çekiciydi. Sunum son derece özenli ve detaylı bir şekilde yapıldı. Öyle ki, sunum için kullanılan çok küçük malzemelerin yerleştirmesi epey vakit aldı. Bu kadar emeğin bir lokmada bitecek bir tatlı için harcanması, yapılan işe duyulan sevginin bir göstergesi idi. Tatlar konusuna gelince, farklı dünyalara gitmek güzeldi. Özellikle minik bardaklar içinde sunulan üç farklı lezzet, tat dengeleri ve hafiflik anlamında benim favorilerim oldu.
(Domatesler yanında)
Çırağan Kempinski ekibinin keyifli sohbeti, son derece profesyonel organizasyonu ve katılımcıların katkısı ile güzel bir tadım etkinliğinden yüzümüzde gülümsemelerle; arkamızda da son derece mütevazı anılar bırakarak ayrıldık.

Lezzetle Kalın

Hiç yorum yok: